25 Temmuz 2010 Pazar

KİMİN UMURUNDA

     Kendimize hep bir aynadan bakmaya alışmışız, maddi olana ve manevi olana. Hadi dış görünüşümüzden başka türlü haberdar olamıyoruz günün şartlarıyla bunu anladık peki ya içimize bakmak için aynaya neden ihtiyacımız var o zaman. Ha anladım ayna olmadan kendimi nasıl göreceğim diyorsunuz. Ama bu aynanın güvenilirliğini ve sağlamlığını kim ve nasıl kontrol edecek. Duvarımıza astığımız aynayı kontrol etmek kolay hemen hemen gerçeğine yakın görüntü verip vermediğini anlarız öyle ya da böyle. Peki karşımızda duran ve sürekli bizi izleyen etten kemikten oluşan aynaların güvenilirliğini ne garanti ediyor? Hadi diyelim kendi herşeyi olduğu gibi görebildi gerçekten, bize bunu doğru yansıtacağının garantisi var mı? Bunun nefsi var, egosu var, bize olan ve asla objektifliğinden emin olamayacağımız duyguları var, birde üstüne üstlük onunla olan geçmişimiz var iyi veya kötü. Gel de çık işin içinden bak şimdi bu aynaya ve kendine ona göre çekidüzen ver bakalım. Durun hemen öyle ümitsizliğe kapılmayın, ben size en gerçek ve asla yanılma payı olmayan aynayı söyleyeceğim, vicdan diyoruz biz buna ve siz susturmak için kafasına çok sert bir cisimle vurmadıkça, maddi ve manevi rüşvetlerle geçici olarak gözünü bağlamadıkça asla size gerçeği söylemekten vazgeçmeyecek bu ayna. Susturmak derken aslında susan o değil, biz kulaklarımızı sımsıkı kapatırız ve ona verdiğimiz rüşvetlerle vicdanımızı susturduk zannederken aslında daha büyük bir gürültü çıkararak onun sesini kamufle etmektir tüm yapabildiğimiz. O rüşvet dediğim şeyler de aslında kulaklarımızı tıkamak ve gözlerimizi bağlamak için kullandığımız tıkaçlardır kendi kendimizin. Belki bir dost el gelip çıkarır atar gözümüzdeki ve kulağımızdaki bu paçavraları şanslıysak ve bu dost elleri küstürüp atmadıysak zamanında. Yani dostum bırak elalemi sen kendini ikna et yaptığının doğruluğuna.Ben daha da ileri gidiyorum ve diyorum ki; kimin umurunda başkasının dediği, henüz o başkalarının gerçek olduğu ispat edilememişken çağımız bilimi tarafından bile. Tek gerçek var o da kendin, sen içindeki seni mutlu et bil ki; tüm dünya mutlu, çünkü içinde tüm alemi taşıyan bir varlık var o da sen. Kendini asla küçümseme, küçük olsan şah damarından daha yakın olur muydu koca alemlerin yaratıcısı sanıyorsun. Sen kendinden hoşnut olursan tüm dünya çevrende pervane, yaratan sever seni O her aynadan iyisini gören ve bilen en son gaye.

Hiç yorum yok: