12 Ağustos 2010 Perşembe

HAYATI ASKIYA ALANLAR

    Sıkça duyuyorum çevrede; ben artık çocuklarım için yaşıyorum, hayatımı ona adadım, kendimi hiç düşünmedim v.s. Bak, neye adanmış olursan ol kendini tanımlarken yine de ben diyorsun. Demek ki, tüm o varlıkların olması için önce senin olman gerekiyor. Ve inanın bana kendinizi pasifize etmekle ancak o değer verdiğiniz varlıkların gözünden daha fazla silinirsiniz. Başka da bir işe yaramaz bu fedakarlıklar. Yok efendim öyle demedim; kendinden başkasını düşünme, sorumluluklarını bilme, benmerkezci ol, nalıncı keseri ol demedim. Benim demek istediğim; hayatındaki diğer herşeyin olması için ön şart, senin olmandır, eğer sen ollmazsan nasıl senin anan, baban, eşin, çocuğun, işin, evin v.s. olabilir ki? Biliyorum biliyorum hayatımızın vazgeçilmezleri vardır, asla onsuz bir bütün hissedemeyeceğin şeyler vardır, mesela benim kızım ve okuma aşkım gibi. Sorun olan, kendimizi bunlarla tanımlamamızdır yani, kendimi M......nin annesi, iyi bir okur olarak tanımlayamam ben, bunlar ancak benim önemli birer parçamdır evet ama, beni asıl tanımlayan şey bunlar değil, ben Sema'yım. Başkaları için yaşanan hayat gerçekte ziyan edilmiştir, şimdi insanlara gözlerimizi kapatalım mı diyorsunuz belki, hayır bunu asla yapmayın. Bunu varoluş nedeniniz olarak görmeden yapın diyorum, istediğiniz için, bundan zevk aldığınız için, değer yargılarınıza uyduğu için, ruhunuza hitap ettiği için yapın. Çocuklarımı büyüttüm, artık rahat edeceğim diyeceğine arkadaşlarım, artık onların daha rahat etmesi için ne gerekiyorsa yapacağım, bundan sonra bana birşey gerekmez diyorlar. Kardeşim yaşayacak hiçbirşeyin kalmadıysa git mezarına girde dünyada boşuna yer işgal etme diyorum bende onlara. Kendimize karşı başka herkese olandan çok daha fazla sorumluyuz, sizi uyarıyorum. Bize verilen bu yaşama nimeti öyle hafife alınacak birşey değil,  diğer hayatımızda geçmişimizin  muhasebesi yapılırken sadece iyi ve kötü açısından yargılanmayacağımıza inanıyorum, bu nimetin ne kadar farkında olduğumuz ve kıymetini bilip bilmediğimizle de sorgulanacağız. Artık eğitimin zorunlu aşamalarını tamamladık bu seviyede, şimdi doktora ve uzmanlık zamanı, uyarıyorum bak sonraki hayatımıza burada kaldığımız yerden devam edeceğiz, ne kadar mesafe katedersek o kadar iyi değil mi yani sizcede? Bu konuda daha çok söyleyeceğim var ama, şu an müsait değilim, bu konu burada bitmez.

9 Ağustos 2010 Pazartesi

DÜŞÜNMEK

      Yakın zamana kadar kafamı patlatırcasına düşünmeye devam edersem sonunda hayatın anlamını bulmayı başaracağımı sanırdım. Sürpriiiiiiiz, hayatın anlamı düşünerek bulunmuyor tam tersi böyle sürekli düşünme halinde hayat ıskalanıyormuş. İyi de, beyinsiz biri gibi yaşayarak hayat nasıl yaşanır diyeceksiniz biliyorum. Kastettiğim beyinsiz gibi yaşamak değil zaten, sadece günün getirdiğini yaşarken olaylara fazla anlam yüklemeden olduğu gibi kabul edin herşeyi. Kırküç yıl sonra bana birşey öğretti hayat; beynimizle düşünmek değil, kalbimizle hissetmek bilinmeyene ulaşmanın yolu. Tabi ki beynimiz bize boşuna verilmedi, birşeyleri düşüneceğiz, öğrenmeye ve anlamaya hatta keşfetmeye çalışacağız. Ama düşünerek değil inanın bana niyet ederek ulaşılıyor sonuçlara, niyet şu an bilemediğimiz mekanizmaları çalıştırıyor ve ilgilendiğiniz konuyla ilgili ilham geliyor insana adeta. Zira, bilmediğin birşeyi nasıl düşünerek bulabilirsin ki, bulmak için onun biryerlerde kayıtlı olması gerekir. Bunun için düşünerek bulamıyoruz aradığımız şeyi, düşünerek ulaşıyoruz o ilham perisinin kapısını açan anahtara, veya telefon numarasına diyelim. Bizden daha büyük bir sistemin içinde mevcut tüm aradığımız sonuçlar, biz düşünerek o sonuçlara giden yolda bir adım atıyoruz sadece, kalanı sadece bir lütuf bizim için. Naçizane içimden gelen sese kulak vermeyi öğrendim ben ve gerçekten niyetlendiğim şeylerle ilgili tüm gerekenler adeta ayağıma geliyor artık. Tabi bunların bilimsel olarak hiçbir değeri yok, hayatımın bir hülasası sadece. En büyük ansiklopedi, hayat ansiklopedisi bence ve ona başvurmayı öğrendim artık, diğer bilgilerin doğruluğu herzaman kanıtlanmış olmamasına rağmen, bu ansiklopedideki reçetelerin hepsi denenmiş ve sonuçları tecrübeyle sabittir. Herkese tavsiyem hayatınızı sırtınızdaki bir çuval olarak değil de bir define sandığı olarak kabul edin, bakın o zaman yaşamınız sizin bu hüsnüzannınızı doğru çıkarmak için ne güzellikler serecek önünüze. Tüm yaşanmışlıklarınızın yolunuzu aydınlatması dileğiyle.