10 Haziran 2010 Perşembe

NE DEMEK YAŞAMAK

        Yaşamı nasıl tanımlardınız? Bence deneyimlemektir yaşamak. Kendinize katmak için tecrübe edinmek ve düşünmek ve daha önemlisi hissetmektir. Yani; birşeyi  tatmak, onu kendine katmak. Organizma olarak ihtiyaçlarımızı karşılayarak hayatiyeti devam ettirmek değildir yaşamak. O canlılığı devam ettirmektir. Gün doldurmakta değildir yaşamak. Hani deriz ya, iyi vakit geçirmek, vaktin nasıl geçtiğini anlayamamak, zamanın çok güzel geçmesi. Sanki vakit geçirmektir yaşamanın amacı, hani biran önce bitirip kurtulayım şu sınırlı zamanımı diye yaşıyoruz. Sanki ölüme koşuyoruz doludizgin, hem de ölümden öylesine korkarken. Bu çok dramatik, hatta trajik değil mi?
         Bence uzun, upuzun bir maratondur yaşamak, tek farkı bu maratonu koşarken geçtiğimiz yerlerdeki iyi, güzel, faydalı şeyleri ceplerimize doldurmak ve yol üzerindeki taşları diğerlerinin ayağına takılmasın diye kenara çekmek ve yollara çiçek tohumları saçmaktır bir taraftanda. Arkamızdan gelenler daha iyi şartlarda koşsunlar diye bu koşuyu.
        Bence yaşamanın amacı da şudur; yaratıcı bizi elimizde koca bir çuvalla yolladı bu dünyaya, herkes kabiliyetine göre doldursun diye. Amaaaa akıllı olanlar sadece bu çuvalı doldurmanın yetmediğini bilir. Onlar bilir ki; birde maddi gözle görünmeyen  çuval  var, onu boş bırakırsanız elinizdeki çuvalı ne kadar doldurduğunuzun hiç önemi yoktur artık. Hem, bu çuvalları doldurdukça öyle bir aşka geliriz ki, artık çuval çuval üstüne yığar da yenisine başlarız bir gayretle. İyi malzemeyle doldurduysak ne mutlu, yok eğer kötülükle doldurduysak bu çuvalları iyi bilelim ki birgün üzerimize boşaltılacak o biriktirdiklerimiz. Ya güller, sevgiler, mutluluklar boşalacak tepemizden, ya da acılar, nefretler, düşmanlıklar...........Hadi bakalım kolay gelsin, ne demiş atalar "ne doğrarsan aşına o gelir kaşığına".
   
     

Hiç yorum yok: