14 Eylül 2010 Salı

KIZIM NEZAMAN ANNEM OLDU?

    Artık kanıksamaya başladığım bir davranışı aniden dikkatimi çekti kızımın. Zaten bana karşı hep sevecen ve bir anne gibi şefkatli yaklaşımlarına alıştığım için, sürekli yaşadığımız olayların üzerinde fazla düşünmediğimiz gibi bununda üzerinde de fazla düşünmediğimi farkettim aniden. Üyesi olduğum bir sosyal topluluğun İstanbul buluşmasına davetli olduğumu ve katılmayı düşündüğümü söylediğim an beni çok güldüren, aynı zamanda çokta duygulandıran o tavrını takınarak; anne çok iyi tanımadığın insanlarla bu şekilde beraber olman sence güvenli mi diye sordu, gözlerindeki saklayamadığı endişe kıvılcımları ile. Çocukların ebeveynlerini ikna etmek istediklerinde takındıkları tavırla, ama hayatım bu halka açık biryerde ve çokça insanın katıldığı bir toplantı olacak diye ikna denemelerine giriştim. Herneyse, konuyu uzatmaya gerek yok bilinen ritüeller gerçekleşti ve kızım ikna oldu buluşmaya gitmeme. Sonra başladık giderken ne giymeyi düşünüyorsun gibi kızsal muhabbetlere, ay bu kız beni öldürecek en sonunda yine ağlattı beni, anne eksik birşeyin varsa iş dönüşü alışverişe çıkalım diyerek. Kızını mezuniyet partisine gönderen bir annenin sevecen tavırlarıyla. Ha buarada, gideceğim mekanın adresini ve krokisini benden almayı ve saat sınırlaması koymayı da ihmal etmedi ve çıkışta buluşalım da eve beraber dönelim diye bir teklif getirdi ardından. Burada anlatmaya çalıştığım olay, sanki sihirli bir el bizleri alıp birbirimizin yerin koymuşta, ben kırküç yaşında bir kız ve o da yirmiiki yaşında bir anne oluvermiş. Neden çocuklarımızın bukadar büyüdüğünü farketmekte zorlanıyoruz, çevremize karşı olan farkındalığımızla ilgili birşey midir bu, yoksa ana-baba olmanın getirdiği açmazlardan birisi mi? Küçükken O'na sevgiyle kızım deyişimi bir sevgi sözcüğü olarak algılayarak bana sevgisini belli etmek için, kızım annem derdi. Şimdi ben ona tüm sevgim ve hayranlığımla diyorum, KIZIM ANNEM..Hayatta birtek sırdaşım ve her halukarda güvendiğim arkadaşım oldu, bu arkadaşım aynı zamanda bakmakla yükümlü olduğum küçücük bir kız çocuğuydu. Şimdi bu kızçocuğunun bir kadın olma yolunda başarıyla ve güvenle ilerlediğini görmek herhalde bir annenin bu hayatta alabileceği en büyük ödül ve ben bu ödülü daha şimdiden almaya başladığım için tarifsiz şekilde mutluyum ve seni çok seviyorum benim en büyük ödülüm KIZIM ANNEM.

1 yorum:

efrasiyab dedi ki...

bireyselik öyle sanıldığı gibi özgürlük değil yalnızlıktır.

insanları kalıplara sokmadan, bencilce onu kendi istediği şekle dönştürmeden, onu olduğu gibi sevebilerek yapılan böyle sahiplenmeler hem toplumca hemde bireysel olarak bizi daha sağlıklı insanlar haline getirecektir diye düşünüyorum.

ve bu olayı tebessümle okudum. bunlar güzel şeyler.