5 Mart 2010 Cuma

HANIMELİ

Ne güzel, ne ince, ne hassas çiçektir hanımeli. Dağ bayır demeden biter, mis gibi kokulara garkeder tüm çevresini. Beyazı, sarısı hele birde pembe harelisi var ki içimi kıpır kıpır eder, ruhumu kanatlandırır gördüğüm yerde. Onun hayatını sürdürmek için ne o mis gibi kokuya, ne de o zarif görünüme ihtiyacı var aslında. Onun tüm bu güzellikleri sadece gören gözler ve incelikleri hisseden ruhlar içindir. İnsan olarak bizde nasılsa yaşayıp gidiyoruz ama önemli olan hayatımızı sürdürürken çevremize neşe, güzellik ve mutluluk saçabilmektir. Kendi ihtiyacımız olmayan şeyleri başkalarının faydalanması adına yapabilmeliyiz insan olarak. O aciz bitkiler bunu yapıyor, hani bizde insanız ya niye sadece kendi ihtiyaç ve çıkarlarımız için çaba sarfediyoruz peki. Herşeye sahip olsak bile bundan yoksun olanlar için biraz zahmete giremez miyiz acaba? En azından insan olarak yaratıldığımız için dünyaya böylebir borcumuz yok mu acaba? Tüm tabiat bize hizmet ederken bizde bir ucundan tutsak ne güzel olur. Kabul kainatın hakimiyiz, peki en güzel hükümdar halkına hizmet eden değil midir? En azından bindiğimiz dalı kesmeyerek kendimize yardım edelim.

Hiç yorum yok: