11 Mart 2010 Perşembe

KARANLIK

Karanlık, göz gözü görmez onun içindeyken, göz dediysek en kıymetli şeyimizi kastediyorum. Yoksa hiçbir zaman insanın iki gözü birbirini göremez zaten, ataların dediğine göre hatta, arada burun olmasa birbirlerin oyarlarmış aman iyikide göremiyorlar birbirlerini. Allah korusun gözsüz kalıverirdik, iki gözümüz var derken. İşte karanlık bastırınca hayatlara, gözü gibi sevdiklerini göremez oluyor insanlar zaman zaman. Halbuki bu karanlığa parmaklarını kandil yapan asil ruhlar vardır. Onların çevrelerini görmelerini engelleyecek karanlık bu dünyada mevcut değil, öbür tarafı bilemem...En ufak bir karanlıkta çevresindeki kimseyi göremez oluyor, o gözünün bebeğini bile. Karanlık hayatta olsun ama ruhlarda değil. Karanlık ruhunuzdaysa eğer etrafınız ışığa gark olsa ne yazar, senin gözüne perde inmişse bir kere. Kendinizi görürsünüz sadece o da el yordamıyla. Bilmezki zavallılar dünyada gözüm dediği varlıklarını feda ettikten sonra artık kendim zannettiği şeyinde boş bir kabuktan ibaret olduğu. Ve bu kabuğu doldurmaya dünyanın hiçbir varlığı ve hiçbir çıkar yetmez artık. Herşeye sahip olayım derken ruhunu kaybettiği için artık kendine bile sahip olamayan ruhsuz yaratık, ona iki göz taksanızda artık görecek ne kaldı ki dünyada ona?

Hiç yorum yok: